Pazar, Kasım 10

Uzmanlar gençlerde Parkinson vakalarının artması konusunda uyarıyor

genişletmek

KAYNAKaa

Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Özdemir, Parkinson’un Alzheimer’den sonra en sık görülen ikinci nörolojik hastalık olduğu bilgisini paylaşarak, şöyle konuştu: “Bu hastalık 40 yaş altı kişilerde yaygın değil ancak son yıllarda yaygınlaşmaya başladı. 40 yaş altı kişilerde, 20’li ve 30’lu yaşlarda dahi gözlenen Parkinson vakaları da bildirilmektedir.” dedi.

Parkinson hastalığının belirtileri ve nedenleri hakkında bilgi veren Özdemir, şunları söyledi: “Vücudumuzda beynin belirli anatomik bölgelerinde dopamin salgılayan, akıcı ve koordineli hareket etmemizi sağlayan hücreler vardır. Bunların kaybı sonucunda bunlar ortaya çıkar. Dejenerasyon yoluyla dopamin üreten hücreler dopamin üretilemez ve Parkinson hastalığının belirtileri ortaya çıkar.” değerlendirmesini yaptı.

Beyindeki dejenerasyonun kesin nedeninin bilinmediğini kaydeden Özdemir, şöyle konuştu: “Bazı çalışmalar kuyu suyu, böcek ilacı, kurşun ve civa gibi çevresel toksik maddelere maruz kalmanın etki yaratabileceğini gösteriyor. Bilim insanları Parkinson hastalığının görülme sıklığının arttığını gösterdi. İspanyol Gribi’ni takip eden yıllarda ve aynı artışın Coronavirüs’ten sonra da ortaya çıkıp çıkmayacağı araştırılıyor.

Tüm Parkinson hastalarının titremesi gerekmiyor

Gülten Özdemir, titremenin Parkinson hastalığı için önemli bir bulgu olarak kabul edilmediğini vurgulayarak, şöyle konuştu: “Hastaların yüzde 25’inde titreme olmasa da hareket yavaşlaması ile birlikte başka bulgular da tespit edilebiliyor. Özetle her titreme Parkinson hastalığı değil, Her Parkinson hastalığına titremenin eşlik etmesi şart değil. Ancak Parkinson tanısı koymak için hastanın hareketlerinin yavaşlaması şarttır.” bilgisini verdi.

Özdemir, Parkinson hastalarının günlük yaşamlarını aktif olarak devam ettirebilmeleri için bisiklet, yoga, yüzme, pilates, yürüyüş gibi kişiye özel fizyoterapi programları ve egzersizlerin önemine değinerek, hastalığın tedavisindeki amacın semptomları azaltmak ve kaliteyi artırmak olduğunu kaydetti. hastaların yaşamının.

Özdemir şöyle devam etti:

“Hastanın yaşı, hastalığın evresi ve kullanılan ilaçların yan etkileri tedavi prensibini belirleyen faktörlerdir. Asıl tedavi, azalan dopamin düzeyinin arttırılmasıdır. Özellikle ilaç tedavisine erken başlanması önemlidir. Dopamin rezervleri tükenmeden önce depresyon ve demans gibi belirtiler de ortaya çıkabilir. Hastalar dikkatle izlenmelidir. “Parkinson tanısı alan hasta ilaç tedavisine yeterli yanıt vermiyor ve ilaca bağlı yan etkiler yaşıyorsa derin beyin stimülasyonu tedavisi yani beyin stimülasyonu uygulanabilir.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sponspor Bağlantılar: Antalya Haber